Estetikte Gıda Takviyeleri
A- ORAL KOLLAJEN
Kollajen, insan vücudunda özellikle bağ dokularında çok önemli bir proteindir. Güçlü germe kabiliyetine sahiptir, ligament ve kas anahtarının ana bileşenidir ve kollajen hücre dışı matrisin ana bileşenidir. Kollajenin yaşlanması cildi kırıştırır. Kollajen ayrıca göz korneasının ana bileşenidir. Parlak ve canlı bir cilt için kollajen çok önemlidir. Kollajen proteini cilde esneklik kazandırır, daha genç ve sağlıklı görünmesini sağlar. Vücudumuzdaki proteinlerin %30’u kollajenden oluştuğu için kollajen takviyesinin birçok faydası bulunur. Kasların esnekleşmesini ve iyileşmesini sağlar. Kemik erimesinin önüne geçerek kemik yoğunluğunu arttırır. Deri çatlaklarını ve kırışıklıkları azaltmaya yardımcı olur. Ayrıca kollajen kalp ve damar hastalıkları için de oldukça yararlıdır; yağ tabakasının azalmasını sağlar. Saçların ve tırnakların güçlenmesinde güçlü bir yardımcıdır. Kollajen; toz, sıvı ve kapsül formlarında kullanıma sunulmaktadır. Toz formda, vücuda girdiği andan itibaren mide ve bağırsak gibi sindirim sistemi organlarına gelmeden emilmeye başlanır. Bu sayede, daha yüksek verim elde etmeniz mümkündür. Günlük smoothie’lerinize, kahvenize, sebze suyunuza veya sadece suya karıştırıp tüketebilirsiniz. Sıvı formda, toz kollajen desteği ile benzer özellikler içermektedir. Hidrolize kollajen takviyesi olması nedeniyle emilimi daha hızlı ve kolay oluyor. Aynı zamanda, porsiyonu ve karışımı hazır olduğu için günlük hayatta tüketimi kolaydır. Kapsül formda, kollajen hapları, sıvı ve toz formlu olanlara göre daha az miktarda hidrolize kollajen içeriyor. Ayrıca parçalanması ve emilimi diğer formlara göre daha uzun sürmektedir. Yaşınıza ve ihtiyacınıza bağlı olarak kollajen takviyesi kullanmaya karar verirseniz mutlaka kullanacağınız ürünün içeriklerini iyi araştırın ve uzman doktorunuza danışın.
B- GLUTATYON
Glutatyon bilinen en güçlü antioksidandır. Glutatyon takviyeleri cildi parlatır, rengini açar, lekeleri önler ve nemlendirip destekler.Serbest radikaller ile savaşırken yaşlanmanın önüne geçer. Aynı zamanda, vücuttan toksinlerin atılmasını sağlayarak detoks etkisi yaratır. Özellikle cildiniz için yaptığınız detoks uygulamalarını Glutatyon ile destekleyerek maksimum sonuç alınabilir. Vücudumuz hali hazırda Glutatyon üretiyor ancak stres ve şehir hayatının getirdiği zihinsel ve bedensel kirlilik, üretilen miktarın vücut için yeterli olmasını engellemektedir. Glutatyon bakımından zengin yiyecekler; brokoli, zerdeçal, avokado, domates ve bezelyedir. Cildin beyazlatılmasına yardımcı olmak ve melanin düzeylerini azaltmak için kullanılır.
C- KOENZYM Q-10
Cildin gergin ve sağlıklı kalmasını sağlayan en önemli antioksidanlardan biri Koenzym Q-10’dur.Kollajen üretiminin artmasına yardımcı olarak cilt gençliğini destekler. Özellikle 35 yaşın üstündeki kadınların, cilt elastikiyetini korumak adına düzenli Koenzym Q-10kullanması tavsiye edilir.Pek çok besinde bulunan Koenzym Q-10’u doğal haliyle almanız elbette mümkündür. Ancak kapsül antioksidanlar, saflaştırılmış ve vücut için gerekli olan miktarda hazırlanmıştır. Bu takviyelerle, vücut ihtiyacı kadar antioksidan aldığınıza emin olabilirsiniz. Cildimiz soğuk, sıcak, hormon değişimleri, stres gibi birçok faktöre maruz kalır ve bu zararlı faktörler cildin yaşlanmasını hızlandırır. Yaşlandıkça cildimizin nem düzeyi azalır, cilt kurur ve sarkmaya başlar. 40 yaş sonrasında Koenzym Q-10takviyesi alınması veya kremlerinin cilde uygulanması antioksidan sistemi destekler, zararlı faktörlerin etkilerini ortadan kaldırır, nemli ve diri bir cilt sağlar, kırışıkları azaltır. Ayrıca Koenzym Q-10takviyesi cildin sıkı olmasını sağlayan kollajen liflerini aktif hale getirir.
D- ÇİNKO VE SAÇ DÖKÜLMESİ
Çinko, insan sağlığı için çok faydalı bir mineraldir. Metabolizma, sindirim ve sinir sistemini yöneten 300’den fazla enzimi etkiler. Çocukluk, ergenlik ve gebelik döneminde gelişmeyi destekleyen minerallerin başında gelir. Ayrıca bağışıklık sistemini destekler, cilt sağlığı, DNA sentezi ve protein üretimi için gereklidir. Çinko eksikliği boy kısalığı, tat ve koku alma duyularında sorunlar oluşmasına neden olur. İnsan vücudu çinkoyu depolayamadığı için ihtiyaç duyulan miktarın düzenli olarak alınması gerekir.Çinko saçın yapım aşamasında mutlak gerekli bir elementtir, özellikle keratinin oluşmasında aracılık görevi yapar. Yani vücuda alınan ve aminoasit olan methionin ve sistein, çinkonun metabolizmaya katılmasıyla keratin sentezi yapar. Kadın ve erkeklerde meydana gelen saç dökülmeleri, ergenlik ve yetişkinlik döneminde yaygın olarak görülebilmektedir. Saç dökülmesinin ilk nedeni sağlıksız beslenme ve mineral eksikliğidir. Çinko, saç köklerini güçlendiren çok önemli bir mineraldir. Her gün düzenli olarak tüketilen çinko içerikli besinler, beklenmeyen saç dökülmelerini azaltmakta ve engellemektedir. Çinko, dokuların yenilenmesi ve yaraların iyileşmesi üzerindeki etkileri ile cilt sağlığını koruyan önemli bir mineraldir. Ciltte meydana gelen akne, sivilce, alerji ve yaralar, bu element ile azalmakta ve yok olmaktadır. Cilt problemlerini önlemek için sağlıklı beslenme büyük önem taşımaktadır
E-HYALURONİK ASİT TABLETLERİ
Hyalüronik Asit (HA), vücut dokularında bulunan hücrelerin arasındaki boşlukların bir bileşenidir ve yaşayan bütün organizmalarda mevcuttur. HA, insan eklemlerinde bulunan ve ona kayganlığını veren özel bir proteindir, ayrıca vücuttaki tendon ve lifler gibi diğer bağlayıcı dokularda da bulunur. Eklemlerde olduğu zaman, eklem içerisinde çok az seviyede ve hatta hiç kıkırdak bulunmasa bile, yumuşatıcı bir etki yaratır. Hyalüronik asit, gözü çevreleyen sıvıda ve bağlayıcı dokularda da mevcuttur, ayrıca cilt dokusunun içinde de bulunur. Diğer doğal maddelerden daha çok miktarda su tutabilen HAsayesinde ciltteki kırışıklıklar azalır, cilt pürüzsüzleşir ve yumuşar. Bundan dolayı birçok nemlendirici ve makyaj kremlerinde kullanılan bir proteindir. Cilt dokusundaki HA, jele benzeyen bir maddedir ve elastin ile kollajen lifleri arasındaki boşlukları doldurur. Aynı zamanda beyaz hücreleri aktifleştiren hücre göçünü kontrol eder ve hücreleri korur. Hyalüronik asit, endojen bir madde olduğu için immün sistemin uyarılması ile antibiyotik ihtiyacının azalması amacıyla da kullanılmıştır. Vücut tarafından doğal olarak üretilen HA’nın %50’si epidermiste mevcuttur ve 24 saatten daha az bir sürede metabolize edilerek atılır. Vücudun ürettiği HA gibi, dışarıdan alınan HA da cildin iç kısmından dış kısmına doğru cildi nemlendirmektedir.Bu eklem yumuşatıcı etkinin azalmasından dolayıda, diz eklemleri içerisinde bulunan kıkırdaklar zaman geçtikçe daha fazla aşınabilirler. Yumuşatıcı özelliğin yok olmasıyla birlikte diz ağrıları, dizlerde katılaşma, tutulma ve sertleşme gibi durumlar meydana gelebilir. HA takviyesinin oral ya da enjeksiyon yoluyla yapılması, yumuşatıcı etkinin yeniden kazanılmasına ve eklem yağlanmasının onarılmasına katkı sağlayabilir. Hyalüronik asit, geçici dolgu olarak çok popüler bir seçenek haline gelmiştir. Terapi şeklinde uygulanan HA, kırışıklık ve yüzde oluşan çizgilerde gayet uygun bir biçimde kullanılan ameliyatsız ve güvenli bir süreçtir. HA, çok ince iğneler ile çok az miktarlarda uygulanır ve cildin kendine özgü HA’sı desteklenir.
F- OMEGA 3 KAPSÜLLERİ
Omega 3 insan vücudunun ihtiyaç duyduğu, fakat insan vücudu tarafından üretilemeyen gerekli bir yağ asididir. Dolayısı ile dışarıdan alınması gerekmektedir. Hücre zarı protein, yağ ve karbonhidratlardan oluşmaktadır. Omega 3 hücre zarı için çok önemlidir. Bu yağ asidinden oluşan hücre zarları akışkan yapıdadırlar. Bu nedenle vücuttaki nerede ise bütün organ ve organ sistemleri için çok önemlidir.Saç telinin %2-4 ü yağ asitlerinden oluşmuştur. Yani aslında saç telinin yapı taşlarından biridir. İlerleyen yaş ile birlikte saçlı deri dolaşımı zayıflamaktadır. Omega 3’ün saçlı derinin kan dolaşımının düzenlenmesinde önemli bir yeri vardır. Saçların kuru ve cansız kalmasını ve kırılmasını önler. Saça parlaklık verir. Parlak saçlar daha canlı ve elastik ve dolgundurlar. Bu özellikleri ile saç dökülmesini önlediği bilinmektedir. Ağır diyetlerde ve çeşitli beslenme bozukluklarında görülebilen eksikliğinde yara iyileşmesi problemleri, deride kuruluk ve saç problemleri görülebilir. Saç tellerinde kuruma, parlaklık kaybı, kırılma, yavaş uzama ve saç dökülmesi gibi saç problemleri görülebilir. Aslında eksikliğinde görülebilecek diğer problemler saç dökülmesinden çok daha önemli olabilir.
G- ALFA LİPOİK ASİT
Alfa lipoik asit (ALA) hücrede enerji metabolizmasında görev alan bir yağ asididir. ALA, tüm insan hücrelerinde bulunan organik bir bileşiktir. Hücrenin enerji merkezi olarak da bilinen mitokondrinin içinde üretilir ve böylece enzimlerin besinleri enerjiye dönüştürmesine yardımcı olur. Alfa lipoik asit, yaşlanmayı ve iltihaplanmayı önleyen bir birincil antioksidan olarak doğrudan cilt bakımı ile ilgili bir bileşendir. Birçok cilt ürününde yer alan bu güçlü metabolik doğal madde, cilt hücrelerinde enerji üretimi de dahil olmak üzere cilt bakımı için birçok faydaya sahiptir. Alfa lipoik asit aynı zamanda cildin peeling kapasitesini artırarak ya da cildin yüzeyinden ölü deri hücrelerini çıkartarak cildi pürüzsüzleştirme yeteneğine de sahiptir. Buna ek olarak, bu güçlü küçük antioksidan yağ bezlerinin üretimini düzenler, çünkü aşırı üretim gözenekleri tıkayabilir. Ayrıca ciltteki çizgilerin ve kırışıklıkların azaltılmasına da yardımcı olur.Vücudunuz doğal olarak alfa-lipoik asit üretir ancak aynı zamanda çeşitli gıdalarda da bulunur ve bir besin takviyesi olarak alınabilir. Alfa-lipoik asit hem suda hemde yağda çözünebilir, bu da vücudun her hücresinde veya dokusunda çalışmasını sağlar. Alfa-lipoik asidin antioksidan özellikleri, kan şekeri seviyelerini düşürme, iltihaplanmayı azaltma, cilt yaşlanmasını yavaşlatma ve sinir fonksiyonunu geliştirme gibi yararlarla ilişkilidir. İnsanlar sadece küçük miktarlarda alfa-lipoik asit üretirler. Bu yüzden çoğu, alımlarını optimize etmek için belirli yiyeceklere veya besin takviyelerine yönelirler. Kırmızı et ve organ etleri gibi hayvansal ürünler büyük miktarda alfa-lipoik asit içerir, ancak brokoli, domates, ıspanak ve Brüksel lahanası gibi bitkisel yiyecekler de içerir. Alfa-lipoikasit, hem hayvanlarda hem de insanlarda kan şekeri düzeylerini düşürdüğü için diyabet için potansiyel bir yardım olarak popüler hale gelmiştir. Metabolik sendromu olan erişkinlerde yapılan diğer çalışmalar, insülin direncini ve düşük açlık kan şekeri ve HbA1c seviyelerini azaltabileceğini göstermiştir. Araştırmalar alfa-lipoikasitin cilt yaşlanması belirtilerine karşı savaştığını göstermiştir. Cilde alfa-lipoik asit uygulandığında, cildin iç katmanlarına girer ve güneşin zararlı UV radyasyonuna karşı antioksidan koruma sağlar. Ayrıca, alfa-lipoik asit, C vitamini ve glutatyon gibi diğer antioksidanların seviyesini artırır, bu da cildin hasar görmesine karşı korunmasına yardımcı olur ve yaşlanma belirtilerini azaltır.
H- RESVERATROL
Resveratrol bitkisel besinlerde bulunan bir antioksidan bileşiktir. En iyi kaynakları kırmızı üzümdür. Üzümün rengi koyulaştıkça içeriğindeki resveratrol oranı da artmaktadır. Üzüm kabuğu ve çekirdeği resveratrol açısından en zengin bölümleridir. Ayrıca yabanmersini, yer fıstığı, kakao, siyah çikolatada az miktar bulunmaktadır. Kalbi ve kan akışını korumada etkili olduğu görülmektedir ve bir insülin duyarlılaştırıcı olabilir. Resveratrol kan damarlarının rahatlamasını sağlayan nitrik oksit üretimini teşvik ederek kan basıncını düşürücü bir etkiye sahiptir.
Besinlerden sağlanan resveratrol miktarı çok sınırlı olduğundan ve yapılan çalışmalarda çok daha yüksek konsantrasyonda resveratrol içeren takviyeler kullanıldığından potansiyel sağlık yararları için resveratrol takviyeleri kullanabilirsiniz.Resveratrol takviyelerinin sağlıklı kişilerde herhangi bir olumsuz etkisi görülmemiştir. Resveratrol;Yaşlanmayı hızlandıran serbest radikalleri nötralize eder, Cilt hasarının görünen izlerini yok etmek için cildin doğal onarımını arttırır.Resveratrol, osteoporozgibi yaşlanmanın etkilerini inhibe etmek veya tersine çevirmek için etkilidir, hasarların oluşumunu engellemek için işlevselliği güçlendirir.Resveratroljel, insanlardaki sivilcenin tedavisinde olumlu sonuçlar verir.
I- C VİTAMİNİ
C vitamini hem cilt hem de vücut için hayati öneme sahiptir. C vitamini; Cilt renk tonu: Melanin sentezinden sorumlu tirozinaz enziminin etkinliğini ortadan kaldırır.Kollajen sentezi: C vitamini, hücrede kollajen sentezini etkileyen bir aktiftir. Güçlü bir antioksidan: Antioksidan üretimine yardımcı olur ve okside olmuş proteinleri etkisiz hale getirir. Sayesinde cilt tonu kusursuz şekilde eşitlenir.Yaralar üzerinde oldukça etkili bir şekilde sonuç veren C vitamini, özellikle güneş yanığında iyileşme hızını arttırmaktadır. C vitamini kollajen üretimini arttırarak cilde daha genç bir görünüm kazandırırken, yaşlanma belirtileri üzerinde de oldukça etkilidir.Cilt yüzeyini güçlendirip bir kalkan oluştururken, cilt yüzeyini yumuşatıp daha canlı hale getirmektedir. Cilt tonunu düzeltme üzerine etkisi olan C vitamini, göz altı halkalarını azaltma konusunda da fayda sağlamaktadır.