OZONTERAPİ

Ozon Nedir?

Ozon, üç oksijen atomundan oluşan gaz halinde bir moleküldür. Oksijen molekülünün (O2) kararlı haline karşın ozon (O3) kararsız bir moleküldür. Çok güçlü okside ve etkili dezenfekte etme özelliği sayesinde, halen dünya çapında içme suyu sağlayan arıtma tesislerinde yaygın olarak kullanılır.

Ozon Tedavisi Nedir?

Medikal ozon, saf oksijenden medikal ozon jeneratörü cihazıyla elde edilerek tedavide kullanılır. Ozon içeriğindeki 3. oksijen atomunu geri verme eğilimindedir. Bu serbest oksijen molekülüoksidandır; yani çevresini okside eder. Yani vücutta antioksidan mekanizma tetiklenir.Ozon tedavisi de insan vücudunun iki güçlü potansiyeli olan “antioksidan” ve “antiinflamatuar” potansiyellerini kullanan ve tüm vücutta bir alarm reaksiyonuna neden olarak vücudu hastalıklar karşısında güçlendiren bir tedavi yöntemidir. Ozon tedavisinin pek çok yönden insan vücudunun kendi tedavi edici potansiyellerine katkısı olduğunu gösterilmiştir. Ozon tedavisinin tedavi edici etkilerinden bahsedildiğinde aklımıza öncelikle majör otohemoterapi gelmelidir. Bu uygulamada kana karıştırılan ozon/oksijen karışımı moleküller ve hücrelerle hızla reaksiyon girer ve birtakım reaksiyonlar başlatır. Kanda oksijen taşıyan kırmızı kan hücrelerinin, ihtiyacı olan dokulara daha fazla oksijen bırakmasına yardımcı olur. Bu sayede her tür zor iyileşen yara, damar tıkanıklığı ve dolaşım bozukluklarından kaynaklanan “yeterli kanlanamama” kaynaklı sorunların çözümünde büyük bir yardımcıdır.Tekrarlayan ozon tedavisi seansları sayesinde oluşan bu aktivasyona cevap olarak, vücudun bağışıklık hücreleri sitokin adı verilen özel habercileri üretir. Bunlar hastalıklara direnmek için uyarılan bütün bağışıklık sistemi boyunca bir zincirleme reaksiyona neden olarak diğer bağışıklık hücrelerini haberdar ederler. Bu da medikal ozonun, özellikle bağışıklık sisteminin zayıf veya bozuk olduğu hastalara uygulanmasında çok başarılı sonuçların alınmasını sağlar.Ozon terapi etkileri bilimsel olarak kanıtlanmış bir tedavi yöntemi olarak tanımlanmaktadır.

Ozon Güvenilir Bir Tedavi Yöntemi Midir?

Ozon tedavisinin yapılmaması gereken bazı durumlar haricinde ozon terapi, uzman hekim kontrolünde yapıldığında yan etki olasılığı çok düşük ve etkili bir tedavi yöntemidir. Uygun dozlarda yapıldığında ilk seanslarda hafif baş ağrısı, uyku hali veya halsizlik görülebilmektedir.
Modern cihazlar mikrogram bazında tedavi edici ozonun elde edilmesine olanak vererek deneyimli ellerde hataya yer bırakmayacak bir tedavi güvenliği sağlar. Doğal bir uyarı olarak ozonun koklanmaması, solunmaması gerekir, direkt ozon gazı akciğerler için irritandır.

Ozon Terapinin Yapılmaması Gereken Durumlar Nelerdir?

Ozon tedavisi, bağışıklık sistemini güçlendirir ve hasta olan bölgelere oksijen gidişinin artırılarak dolaşımın düzelmesini sağlar. Tedavinin neredeyse ciddi hiçbir yan etkisi olmadığı gibi,hemen hemen de hiçbir ilaç ile etkileşim de yapmaz. Bu nedenle insan sağlığını koruma ve hastalıklarla mücadelede ozon tedavisini neredeyse doğal bir tedavi yöntemi olarak kabul edebiliriz. Ozon tedavisi yardımcı ve destekleyici bir yöntemdir.Ozonun uygulanmaması gereken hastalıklar son derecede sınırlıdır. İleri derecede kansızlık ve kanla ilgili rahatsızlığı (kanama pıhtılaşma hastalıkları) olan hastalara uygulama yapılmaz veya çok dikkatli yapılmalıdır. Ayrıca tiroid bezinin aşırı derecede çalışarak normalden çok fazla hormon salgılaması durumunda ozon önerilmez. Yeni gelişmiş (ilk 3 ay) kalp enfarktüsü ve kanamanın aktif olarak devam ettiği bazı hastalıklarda ozon tedavisi uygulanmaz. Favizmde (G6PHD enzimi eksikliği sonucu bakla yiyen kişilerde kan hücrelerinin parçalandığı hastalık)ozon tedavisi sakıncalıdır. Gebelik halinde ozonterapi uygulanmaz.

Ozon ile Kronik Yorgunluk Tedavisi

Özellikle son yıllarda, yoğun ve stresli çalışma hayatı, modern yaşamın kendine has yüksek temposu, eğitim ve diğer alanlardaki gelişmeler gibi birçok sebepten dolayı, kronik yorgunluk sendromu çok yaygın bir sağlık sorunu olarak beklenenden daha sık görülmektedir. Kronik yorgunluk sendromunu yaklaşık %70 oranında kadınları ve özellikle 30-50 yaş grubunu etkilemektedir. Kronik yorgunluk sendromu, nedeni ve başlangıç tarihi tam olarak bilinmeyen ancak çok da uzun süreli olmayan bir yorgunluğun, en az 6 ay veya daha uzun bir süre devam etmesiyle ortaya çıkan bir durum olarak tanımlanmaktadır.Vitamin ve mineral destekleri, antidepresan ilaçlar, ağrı kesiciler bu hastaların en çok kullandıkları ilaçlardan bazılarıdır. Bazı hastalar bu ve benzeri tedavilerden fayda görmekle birlikte hastalıkları genellikle tam olarak şifa bulamamakta ve şikâyetleri devam etmektedir. Bu nedenlerle hastaların tedavi arayışları devam etmektedir. Modern tıp insan vücudunu sadece “ölçebildiği veya görebildiği” kadar kabul ettiği için, bu tür hastalıkların çözümü konusunda kısıtlanmış durumdadır.Kronik yorgunluk sendromunda ozon uygulamaları ile kan dolaşımının desteklenmesi, organların oksijen ihtiyaçlarının daha iyi karşılanması, beyin kan akımının artması büyük avantajlar sağlar. Ozon tedavisi alan hastaların çoğunlukla ifade ettikleri “genel iyilik hali” bir çeşit “fizyolojik doping” tir ve bu etkiden en çok kronik yorgunluğu olan bireyler faydalanırlar.Ozon terapisiyle sağlanan etkilerden bazılarını şöyle sıralayabiliriz:Zihinsel ve fiziksel, güç ve performansınızda önemli derecede artış, Uyku ihtiyacının azalması ve uyku kalitesinin artması, Bağışıklık sisteminin güçlenmesi sonrasında, yaygın mevsimsel hastalıklara karşı direncinartması, Vücutta, özellikle kas ve eklemlerde, bel ve boyun gibi bölgelerde görülen ağrı, sertlik, uyuşukluk, karıncalanma gibi fiziksel aktiviteyi kısıtlayan şikayetlerin ortadan kalkması.

Ozon ile Anti-Aging

Ozon tedavisi de insan vücudunun iki güçlü “antioksidan” ve “antiinflamatuar” potansiyellerini kullanan ve tüm vücutta bir alarm reaksiyonuna neden olarak vücudu hastalıklar karşısında güçlendiren bir tedavi yöntemidir. Ozon tedavisinin tedavi edici etkilerinden bahsedildiğinde aklımıza öncelikle majör otohemoterapi gelmelidir. Bu uygulamada kana karıştırılan ozon/oksijen karışımı moleküller ve hücrelerle hızla reaksiyon girer ve kanda oksijen taşıyan kırmızı kan hücrelerinin ihtiyacı olan dokulara daha fazla oksijen bırakmasına yardımcı olur. Bu sayede artan oksijenlenmeyle birlikte tüm vücutta hızlı bir yenilenme ve tazelenme başlar. Bu şekilde anti-aging etki net olarak görülür.Ozon terapisi estetikte ve cilt yenilenmesinde de aktif olarak kullanılmaktadır. Ozon terapisi, cildin doğal fonksiyonlarını yerine getirmesini sağlayarak kendini yenilemesini uyarır.Epidermis düzeyinde yaşlanma, çoğalan hücre sayısında azalma, epidermisin yorulması, keratin katmanında artış, elastikiyet kaybı ve epidermis deformasyonunda artış (kaz ayakları), daha derin kırışıkların oluşması şeklinde ortaya çıkar. Yaşlanmayla beraber bazı solunum enzimlerinin aktivitesinde azalma başlar ve bu da hücresel enerji yetmezliğine yol açar. Epidermis hücreleri kendilerini yenileyemez, elastin lifleri parçalanır ve sonuç olarak kırışıklıklar görülmeye başlar.Bu patolojik mekanizma nötralize edilerek cilt yaşlanmasına neden olan etken ortadan kaldırılabilir ve cilt yapısı sağlıklı bir hale dönebilir, cilt yaşlanması durdurulabilir. Bu tam olarak da ozon terapisinin hedefidir.Ozon tedavisinin diğer kozmetik uygulamalar ve ürünlerden farkı cildin normale dönmesi, oksijenlenmesi, nemlenmesi, korunması ve yenilenmesini sağlayan organizmaya hem içten hem de dışarıdan çift yönlü etki etmesidir. Sadece geçici bir kozmetik etki yaratmaz, genel bir temizlenme, sıkılaşma ve sağlık kazandırır. Bu yüzden ozon tedavisi cildin bariyer, bağışıklık, su tutma ve yenilenme fonksiyonlarını düzeltmenin yanı sıra yapısını iyileştirmesine de izin veren bir uygulamadır.

 

Ozon ile Fibromiyalji Tedavisi
Fibromiyalji kasları ve kasların eklemle birleştiği yumuşak dokuları tutan bir hastalık olup en yaygın belirtisi omuz, boyun, sırt ağrısıdır. Yanma, hassasiyet, karıncalanma, üşüme ya da kemirici ağrı gibi değişik şekillerde tarif edilen ağrılarda görülür.Fibromiyaljili hastaların kaslarında çok küçük odaklar halinde kanlanması bozulmuş ve oksijen düzeyi azalmış bölgelerin ortaya çıktığı düşünülmektedir. Bu bölgelerde zaman içerisinde iltihapsız yangı (non-enfeksiyözinflamasyon) gelişir. Hastalar ağrı kesicilerden daha ziyade bu bölgelerdeki dolaşım bozukluğunun düzeltilmesinden fayda görürler. Ozon tedavisi hem bu bölgelerin kanlanmasını düzenler hem de kırmızı kan hücrelerinin bu bölgelere daha çok oksijen bırakmasına neden olur. Oksijensizlik ve kanlanamama sorunu çözüldüğünde asıl ağrıya neden olan iltihapsız yangı da ortadan kalkar ve hastaların ağrı kesici, anti-inflamatuar ilaç kullanma sıklığı azalır.Her zaman yorgun olduklarını ifade eden hastalar, özellikle ozon tedavisi ardından kendilerini daha enerjik ve dinamik hissederler. Majorotohemoterapitedavi denilen damardan verilen tedavi; hastaların ağrılarını sistemik olarak azaltırken, hassas kas noktaları içine yapılan ozon enjeksiyonu o bölgenin kanlanmasını artırır, kas spazmları açılır, hareket kısıtlılıkları düzelmeye başlar.Ozon tedavisi, kas ve eklemlerde, bel ve boyun gibi bölgelerde görülen ağrı, sertlik, uyuşukluk, karıncalanma gibi fiziksel aktiviteyi kısıtlayan ve hastalık psikolojisine sokan şikayetleri ortadan kaldırır, dokular daha çok oksijenleneceği için doku iyileşmesi iyice artar, dokularda ve kanda detoks etkisi ile hastalar kendilerini daha iyi hissederler.

 

Ozon ile Bağışıklık Sistemi Güçlendirilmesi
Vücudumuza aldığımız besinler oksijen ile birleşerek metabolik işlemlere maruz kalır ve vücut için gerekli enerjinin elde edilmesini sağlar. Bunun sonucunda da artık ürünlerin en zararlısı olan “oksidan” denilen moleküller oluşur. Oksidanlar vücudun normal hücrelerine zarar vererek, hücre beslenmesini, metabolizmasını bozarak (oksidatif stres) anormalhücrelerin oluşmasına neden olur.
Vücudumuzun doğal savunma mekanizmaları, her gün oluşan zararlı oksidanlara ve hücrelere karşı savaş vererek doğal vücut dengesini korumaktadır. Vücudun antioksidan mekanizmalarının genel veya lokal olarak zayıflaması, dokuların oksijenlenmesinde azalma işlemi ve sonrasında oksidatif hasarı, hücre bozulmasına ve hastalık gelişimine neden olabilmektedir.Ozon fiziksel dayanıklılığı arttırmaktadır. Önlem amaçlı yaşlı kişiler ozon tedavisine oldukça iyi yanıt verirler. Bütün klinik avantajlarının yanı sıra oksijenin dokular tarafından daha iyi kullanımını sağlar, bağışıklık sistemini harekete geçirir ve vücudun kendi antioksidanlarını ve serbest radikallere karşı savaşan hücreleri harekete geçirir. Bunlara ek olarak tamamlayıcı tedavinin yanı sıra ozon tedavi yaşam kalitesini arttırmak için kullanılmaktadır.

 

Ozon, Estetik ve Güzellik
Cildimiz gün boyu çevre koşullarının etkisi ile kirlenir. Egzoz dumanları, makyaj artıkları, cildin kendi salgıları, mikroorganizmalar cilt üzerinde birikir ve cildin normal işlevlerini yerine getirmesini engeller. Ayrıca nikotin, alkol, sağlıksız beslenme, yetersiz uyku gibi etkenler de cildin yapısını olumsuz etkiler. Dünyayı, güneşten gelen morötesi radyasyona karşı koruyan ozon, havanın temizlenmesinde çok önemli bir rol oynamaktadır. Ozon, sağlık sektöründe sayısız tedavide kullanılmaktadır. Peki cildinizin de ozonla temizlenebileceğini ve cildin toksinlerden arınmasının en etkili yolunun ozon olduğunu biliyor muydunuz? Dünyanın havasını temizleyen ozon şimdi cildinize dokunuyor ve onun tazelenip, yenilenmesini sağlıyor.Ozon tedavisi ile insan vücudunun sahip olduğu bazı mekanizmalar güçlü bir şekilde uyarılır. Bu sayede dokulara bırakılan oksijen miktarı ve dokuların enerji düzeyi artar. Dolaşım bozukluğu olan pek çok hastalıkta bu durum tek başına güçlü tedavi edici etkinlik gösterir. Ayrıca ozon tedavisi ile vücudun anti-oksidan ve anti-inflamatuar savunma sistemleri güçlendirilir.Ozon, medikal estetikte hem kan yolu ilehem de lokal olarak cilde ve saça ozonun direkt uygulanması ile kullanılmaktadır. Ayrıca ozonlu yağların cilde sürülmesi de bir diğer kullanım yoludur.

 

Ozon ile Detoks
Dişlerimizdeki civalı dolgular, kök kanallarında anaerobik bakteri, antibiyotik kullanımına bağlı bağırsaklarda anormal bakteriyel flora, kurşunlu benzin kullanıldığı dönemde kemiklerimizde birikmiş olan kurşun, kanımızda dolaşarak karaciğer metabolizmasını bozan ilaçlar her geçen gün artmaktadır. Toksin kaynakların hızla çoğalmasından dolayı vücudumuzu hızla toksinlerden arındırmamız (detoks) gerekmektedir.Eğer insanın detoksifikasyon mekanizması zayıf ise daha hızlı yaşlanma eğilimindedir ve kalp hastalıkları, kanser ve kronik dejeneratif hastalıklara yakalanma şansınız daha fazla demektir.Ozon, güçlü bir toksin temizleyicidir. Ozon tedavisi ile insan vücudunda üretilen zararlı toksik maddelerin arındırılması yoluyla, olası zararlardan korunma gerçekleşir. Detoksifikasyon; sinir sistemi, kardiovasküler sistem ve bağışıklık sistemini korumaktadır. Çeşitli nedenlerle vücudumuza girmiş bulunan kimyasal ve biyolojik atıkların uzaklaştırılması, zararsız hale gelmesi ozon tedavisi ile sağlanabilir. Yediklerimiz, içtiklerimiz, ilaç olarak kullandıklarımızın yanında yaşayan canlı bir organizma olarak bedenimizde metabolizma artığı olarak oluşan toksin denilen maddelerin uzaklaştırılmasını, sağlığın kazanılmasını ve korunmasını sağlar. Detoks sayesinde önemli organların ve organ gruplarının örneğin beyin, böbrek, karaciğer, kardiovasküler sistem ve bağışıklık sistemi fonksiyonlarının tam kapasite ile çalışması ve performanslarının artırılması sağlanır.